Dilan Polat ve Tolga Şardan üzerinden Türkiye gündemini yakalamaya çalışmak

 
Dilan Polat ve Tolga Şardan üzerinden Türkiye gündemini yakalamaya çalışmak Dilan Polat ve Tolga Şardan üzerinden Türkiye gündemini yakalamaya çalışmak

yıldönümü. Gerçi bu iki ismi aynı cümlede kullanmak beni biraz rahatsız ediyor, Tolga Şardan’a haksızlık ediyormuşum gibi hissediyorum. Bunda vatandaş olarak egemenliği kullanmamızın önündeki engeller ciddi bir rol oynuyor. Ama bu iki ismin maruz kaldığı muamele hukukun nasıl araçsallaştırıldığını çok net bir biçimde gösteriyor. Belki bir kadın olarak eğitim almam ve bu satırları yazmam bile mümkün olmazdı. Bu açıdan Atatürk başta olmak üzere o dönem canını dişine takarak mücadele eden herkese müteşekkirim. Tebaa olmaktan çıkıp vatandaş olmamızın, egemenliğin millete ait olduğunun deklare edilmesinin 100. Hukuk ve adalet arasındaki ilişkinin tamamen kopma noktasına gelmesini çok iyi resmediyor Dilan Polat ve Tolga Şardan olayı. İnsan elindekinin kıymetini bilmez ya, Cumhuriyetin bizim için ne ifade ettiğinin belki de çok farkında değiliz. Vatandaş olmanın, egemenliğe sahip olmanın değerini anladığımızı pek düşünmüyorum. Yine de Milli Mücadele kazanılmasaydı ya da Cumhuriyet kurulmuş olmasaydı nasıl bir hayat yaşıyor olurduk, bunu düşünmek bile istemiyorum. Asıl konuya geçmeden önce Cumhuriyetimizin 100. . Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün tam olarak yerleşmemesi de önemli bir etken. yılı ile ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Milli mücadelenin başarıya ulaşması ve yıkılan Osmanlı’nın ardından bağımsız bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması hepimizin hayatında bir dönüm noktası oldu aslında.

Dilan Polat ve Tolga Şardan üzerinden Türkiye gündemini yakalamaya çalışmak

. yılı ile ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Vatandaş olmanın, egemenliğe sahip olmanın değerini anladığımızı pek düşünmüyorum. Gerçi bu iki ismi aynı cümlede kullanmak beni biraz rahatsız ediyor, Tolga Şardan’a haksızlık ediyormuşum gibi hissediyorum. Tebaa olmaktan çıkıp vatandaş olmamızın, egemenliğin millete ait olduğunun deklare edilmesinin 100. Milli mücadelenin başarıya ulaşması ve yıkılan Osmanlı’nın ardından bağımsız bir devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması hepimizin hayatında bir dönüm noktası oldu aslında. Yine de Milli Mücadele kazanılmasaydı ya da Cumhuriyet kurulmuş olmasaydı nasıl bir hayat yaşıyor olurduk, bunu düşünmek bile istemiyorum. Bu açıdan Atatürk başta olmak üzere o dönem canını dişine takarak mücadele eden herkese müteşekkirim. Bunda vatandaş olarak egemenliği kullanmamızın önündeki engeller ciddi bir rol oynuyor. İnsan elindekinin kıymetini bilmez ya, Cumhuriyetin bizim için ne ifade ettiğinin belki de çok farkında değiliz. Asıl konuya geçmeden önce Cumhuriyetimizin 100. Hukuk ve adalet arasındaki ilişkinin tamamen kopma noktasına gelmesini çok iyi resmediyor Dilan Polat ve Tolga Şardan olayı. Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün tam olarak yerleşmemesi de önemli bir etken. yıldönümü. Ama bu iki ismin maruz kaldığı muamele hukukun nasıl araçsallaştırıldığını çok net bir biçimde gösteriyor. Belki bir kadın olarak eğitim almam ve bu satırları yazmam bile mümkün olmazdı.